İki evladı olan anne terapide küçük oğlunun abisiyle aynı anda kutlanan partisinden memnun kalmadığını ve tum hafta boyunca anne-babaya sitem ettiğini anlatır...ve tüm ev halkı mutsuzdur... Halbuki party aninda kucuk cocugun kaprislerine ragmen anne : "bence eglenebilecek seyler bulabilirsin" dese ya da hadi gel abinin sevincine ortak olalim.. Diyerek yaklassa, cocuk baskasinin sevincine saygiyi anlamaya calisacaktir.
Kızlarına aynı giysiyi, aynı hediyeyi adet edinen anne, çocuklarından 4 yaşında olanı okumayı öğrendiğinde 3 yaşında olanının da öğreneceğine değinir ve ikisinin aynı anda kutlama yapılacağını açıklar ... Ve buyuk olan mutsuzdur...
Biz çocukları yarışa, arkadaşıyla rekabet etmeye ya da daima güzel hayat yaşamaya HAZIRLAMIYORUZ! Biz çocukları HAYATa hazırlıyoruz... Hayat bazen sıkıcı, bazen çok sıcak, bazen de kardeşine verileni sana vermez..Çünkü alışmış olsan da aslında senin ihtiyacın kardeşininkinden farklıdır..
Komşusunun aldığı yeni arabaya bakıp haset eden bir beyefendi, ya da arkadaşının tatile gittiğini görüp "batsın bu dunya!" diyen hanımefendi, ya da başkasının mutlulugunu kıskanan genç kız: muhtemel küçükken her istediği yapılmaya çalışılmış ya da yapılmasa bile isteklerine "hayır" denmemiştir.
Hayat (kader boyutunda) herkese eşit davranmaz ve biz hangi yaşa gelmiş olursak olalım DEĞİŞEBİLİRİZ.
Elimizde ne varsa bu imkan dairesinde en güzelidir (İmam-ı Gazali) Belki isteklerimiz normal görünebilir ve bazı isteklere verilen "Hayır" cevabı belki de en normalidir... Biz başkasının elindekine değil kendi elimizde olana "bendeki en güzelidir" gözüyle bakıp, evlatlarımızı da bu doğrultuda büyütürsek ilerki yaşlarında daha az bunalıma girip daha çok MUTLU olurlar.
Saygılarımla,
Nur
No comments:
Post a Comment